Kovuşturmaya Yer Olmadığına Dair (Takipsizlik) Karar Nedir? Güncel 2024

Kovuşturmaya yer olmadığına dair karar, ceza hukukunda “takipsizlik kararı” olarak bilinir ve şüpheli hakkında başlatılan soruşturmanın yeterli delil elde edilememesi veya kovuşturmanın hukuki açıdan imkansız olduğu durumlarda Cumhuriyet Savcısı tarafından verilir. Bu karar, Cumhuriyet Savcısının soruşturma sürecinde topladığı delillerin, bir kamu davası açılması için yeterli şüphe oluşturmaması sonucunda dosyanın kapatılması anlamına gelir.

Kovuşturmaya yer olmadığına dair karar, ceza muhakemesi sürecinde önemli bir aşamayı temsil eder. Şüpheli hakkında suç işlendiğine dair iddialar ortaya atıldığında, Cumhuriyet Savcısı bu iddiaları değerlendirir ve elde edilen deliller ışığında soruşturmayı yürütür. Ancak, eğer toplanan deliller suçun işlendiğine dair yeterli kanaat oluşturmuyorsa, bu durumda KYOK kararı verilir.

Kovuşturmanın mümkün olmadığı durumlar da bu kararın verilmesine neden olabilir. Örneğin, suçun şikâyete tabi bir suç olması ve şikâyet süresinin dolmuş olması durumunda, savcı kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verebilir. Bu durumlar, özellikle ceza davalarında zamanaşımı süresinin dolduğu, delillerin yetersiz olduğu veya sanığın cezai ehliyetinin bulunmadığı hallerde de geçerlidir.

Kovuşturmaya Yer Olmadığına Dair (Takipsizlik) Karar Nedir?
Kovuşturmaya Yer Olmadığına Dair (Takipsizlik) Karar Nedir?

KYOK Kararının Verilme Şartları

Bir KYOK kararının verilebilmesi için belirli hukuki şartların yerine getirilmiş olması gerekmektedir. Cumhuriyet Savcısı, başlattığı soruşturma neticesinde yeterli şüphe oluşturmaya yetecek delillerin bulunmadığı sonucuna ulaştığında, dosyayı kapatma kararı alır. Bu durumda KYOK, savcının soruşturmayı sonlandırdığı ve kamu davası açılmadığı anlamına gelir.

Savcı, delilleri toplar ve elde edilen verileri değerlendirir. Eğer bu deliller, suç işlendiğine dair makul bir şüphe uyandırmazsa, KYOK kararı verilir. Özellikle suçun kanıtlanmasına yönelik delillerin bilimsel temellere dayanması, mantıklı ve hukuka uygun olması gerekmektedir. Şüphelinin suç işlediğine dair delillerin yetersiz olduğu durumlarda savcı, davayı açmak yerine takipsizlik kararı vererek soruşturmayı sonlandırabilir.

Bir diğer önemli koşul, kovuşturma olanağının bulunmamasıdır. Şikâyete tabi suçlarda, şikâyet şartı yerine getirilmemişse, şüpheli hakkında deliller olsa dahi KYOK kararı verilmesi zorunlu hale gelir. Bu durum, şikâyet süresinin dolmuş olduğu suçlar için de geçerlidir. Ayrıca, dava zamanaşımının dolmuş olması veya sanığın cezai ehliyetinin bulunmaması gibi durumlar da KYOK kararına neden olabilir.

Yeterli Şüphe Bulunmaması Durumu

KYOK kararı, genellikle yeterli şüphenin bulunmadığı durumlarda verilir. Ceza soruşturması, genellikle basit bir şüpheyle başlar, ancak soruşturmanın ilerleyen aşamalarında savcı, suç işlendiğine dair yeterli delil bulursa kamu davası açar. Bu süreçte Cumhuriyet Savcısı, suçun işlendiğine dair yeterli şüphe oluşturan deliller topladığında iddianame düzenleyerek mahkemeye sunar.

Ancak, eğer şüpheli hakkında suç işlendiğine dair yeterli şüphe oluşturacak deliller bulunmazsa, savcı bu aşamada takipsizlik kararı verir. KYOK kararı, şüpheli hakkında kamu davası açılmasına gerek olmadığına işaret eder ve dosyanın kapatılması anlamına gelir. Yeterli şüphe, kamu davasının açılabilmesi için gerekli olan temel kriterlerden biridir ve suçun işlendiğiyle ilgili makul bir kanaat oluşturmalıdır.

Savcı, kamu adına hareket ederken kamunun haklarını koruma görevini üstlenir. Bu nedenle, suç işlendiği yönünde yeterli şüphe bulunmadığında, devletin kaynaklarının gereksiz yere kullanılmaması için KYOK kararı verilmesi, yargı sürecinin adil ve etkin bir şekilde işlemesi açısından önemlidir. Bu süreçte, şüphelinin haklarının korunması ve delillerin hukuka uygun bir şekilde toplanması gerektiği de unutulmamalıdır.

Kovuşturma Olanaklarının Bulunmaması

KYOK kararı, yalnızca yeterli şüphe bulunmadığı durumlarda değil, aynı zamanda kovuşturmanın yapılamayacağı hallerde de verilebilir. Kovuşturma olanağının olmadığı durumlarda, suç işlenmiş olsa dahi, belirli yasal sebepler kovuşturma yapılmasını engeller. Bu durumda savcı, KYOK kararı vererek davanın açılmamasına karar verebilir.

Bu tür durumlara örnek olarak şikâyete tabi suçlarda şikâyet şartının yerine getirilmemesi verilebilir. Şikâyet şartı yerine getirilmediğinde, savcı kovuşturma yapamaz ve KYOK kararı verilir. Ayrıca, dava zamanaşımı süresinin dolmuş olması da bu karara neden olabilir. Suçun işlendiği tarihten itibaren belirli bir süre geçtiğinde ve dava zamanaşımı süresi dolduğunda, suçun soruşturulması ve kovuşturulması imkânsız hale gelir.

Şüphelinin cezai ehliyeti bulunmadığı durumlarda da KYOK kararı verilmesi mümkündür. Örneğin, 12 yaşından küçük çocuklar, cezai ehliyete sahip olmadıkları için suç işlemiş olsalar bile haklarında takipsizlik kararı verilir. Aynı şekilde, şüphelinin akıl hastalığı nedeniyle cezai sorumluluğu yoksa da bu tür bir karar verilebilir.

Kovuşturmaya Yer Olmadığına Dair Kararın İtirazı

KYOK kararı, her ne kadar soruşturmanın sona erdirilmesi anlamına gelse de bu karara karşı itiraz hakkı bulunmaktadır. KYOK kararına karşı itiraz yolu açık olup, kararın yargı denetimine tabi tutulması mümkündür. İtiraz, belirli süreler içinde yapılmalıdır ve hukuki olarak güçlü bir gerekçeye dayanmalıdır.

Kovuşturmaya yer olmadığına dair karara itiraz etmek isteyen kişiler, savcılığa veya ilgili mahkemeye başvuruda bulunabilirler. İtiraz süreci, KYOK kararının yargısal denetim altında incelenmesini sağlar. Ancak, bu süreçte hukuki danışmanlık alınması, itirazın başarılı olma şansını artırabilir. KYOK kararları, her ne kadar savcılık tarafından verilmiş olsa da yargı tarafından gözden geçirilebilir ve kararda bir hata varsa itiraz sonucunda düzeltilebilir.

KYOK Kararına İtiraz

Kovuşturmaya yer olmadığına dair karar (KYOK) alındığında, bu karara itiraz etme hakkı bulunmaktadır. Ancak itirazın süresi içinde yapılması son derece önemlidir. Suçtan zarar gören veya müşteki, KYOK kararının kendisine tebliğ edilmesinden itibaren 15 gün içinde itiraz etme hakkına sahiptir. Bu süre içinde yapılmayan itirazlar, KYOK kararının kesinleşmesine yol açar.

İtiraz başvurusu, Cumhuriyet Savcısının görev yaptığı yargı çevresinde bulunan Sulh Ceza Hakimliği’ne yapılır. İtiraz, dilekçe şeklinde hazırlanarak başvuru yapılabilir. Sulh Ceza Hakimliği, KYOK kararına yapılan itirazları değerlendirerek kararı onaylayabilir ya da kararı bozarak soruşturmanın devam etmesine hükmedebilir.

KYOK Kararına İtirazın İncelenmesi

KYOK kararına yapılan itirazlar, Sulh Ceza Hakimliği tarafından incelenir. Hakim, bu itirazı dosya üzerinden değerlendirebileceği gibi, gerekli gördüğünde yeni deliller de talep edebilir. Bu, soruşturmanın genişletilmesi anlamına gelir. Sulh Ceza Hakimliği, itirazı değerlendirirken savcının topladığı delillerin yeterliliğini ve KYOK kararının hukuka uygun olup olmadığını inceler.

İtiraz üzerine Sulh Ceza Hakimliği, kamu davasının açılması için yeterli gerekçe olmadığını düşündüğünde, itirazı gerekçeli olarak reddeder. Bu durumda, itiraz eden kişi mahkeme giderlerini ödemekle yükümlü olur. Sulh Ceza Hakimliği, KYOK kararını haklı bulursa dosya tekrar Cumhuriyet Savcısına geri gönderilir ve kararın şüpheliye bildirilmesi sağlanır.

KYOK Kararının Kaldırılması

Sulh Ceza Hakimliği, itiraz edenin gerekçelerini haklı bulursa KYOK kararı kaldırılır. Bu durumda Cumhuriyet Savcısı, kamu davası açmak için bir iddianame düzenler ve dosyayı mahkemeye sunar. Ancak savcının bazı durumlarda takdir yetkisi bulunur. Savcı, kamu davasını açma veya erteleme kararlarını verebilir ve bu takdir yetkisi Sulh Ceza Hakimliği tarafından yalnızca denetlenir. Hakimlik, savcının yetkiyi yerinde kullanıp kullanmadığını inceleyebilir; ancak savcıyı doğrudan kamu davası açmaya zorlayamaz.

KYOK Kararı Ardından Yeniden Soruşturma Açılabilir mi?

KYOK kararı verildikten sonra bu karara süresi içinde itiraz edilmezse karar kesinleşir. İtirazın yapılmaması veya itirazın Sulh Ceza Hakimliği tarafından reddedilmesi durumunda KYOK kararı kesinleşir ve savcılık, dosya üzerinde tekrar soruşturma açamaz. Ancak, yeni ve yeterli şüphe doğuracak deliller bulunursa, aynı fiil için yeniden soruşturma açılabilir.

Bu durumda, Sulh Ceza Hakimliği yeni delillerin yeterliliğini değerlendirir. Eğer yeni delil, suçun işlendiğini kanıtlama potansiyeline sahipse, savcı tekrar soruşturma açabilir. Yeni delil, daha önce elde edilemeyen veya değerlendirilmemiş delillerden oluşur. Bu delillerin, suçun işlendiğini ispatlayabilecek nitelikte olması gerekir.

Kovuşturmaya yer olmadığına dair karar, diğer adıyla takipsizlik kararı, savcılık tarafından yapılan soruşturma sonucunda yeterli delil bulunamaması veya suçun unsurlarının oluşmadığının tespit edilmesi durumunda verilen bir karardır. Bu karar, soruşturmanın dava açılmadan sonlandırılması anlamına gelir ve şüpheli hakkında cezai sürecin devam etmeyeceğini gösterir. Kovuşturmaya yer olmadığına dair bir kararın alınması, hukuki süreçlerin sona ermesi anlamına gelse de, kararın gerekçesine bağlı olarak itiraz hakkı bulunabilir. Bu aşamada, bir ceza avukatı desteği almak, hak kayıplarının önüne geçmek ve hukuki sürecin doğru yönetilmesi açısından önemlidir. Ceza avukatı, müvekkilinin haklarını savunarak gerekli itiraz başvurularını yapar.

Takipsizlik kararı, suç isnadının düşmesi ve şüphelinin yargılamadan kurtulması anlamına gelse de, mağdur veya müşteki açısından bu karara itiraz etme hakkı doğabilir. İtiraz sürecinin etkili bir şekilde yürütülebilmesi ve hukuki gerekçelerin doğru sunulabilmesi için bir ceza avukatı rehberliği büyük önem taşır. Ceza avukatı, kararın hukuki dayanaklarını inceleyerek, müvekkilinin haklarını koruyacak şekilde itiraz dilekçesini hazırlar ve sürecin adil bir şekilde sonuçlanması için gerekli adımları atar. Böylece, müvekkilin yargı sürecindeki haklarının tam anlamıyla korunması sağlanır.

Ek Takipsizlik Kararı

Savcılık, bir kamu davası açarken iddianame düzenler; ancak bazı suçlar için yeterli delil bulunamazsa ek kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verir. Bu karar, ilgili suç ve kişi hakkında soruşturmanın sona erdiği anlamına gelir. Ek takipsizlik kararına da mağdur veya müşteki tarafından itiraz edilebilir ve itiraz süresi, kararın tebliğinden itibaren 15 gündür.

Başa dön tuşu
İletişim