Kadına Yönelik Şiddet Nedir ve Nasıl Tanımlanır? Güncel 2024

Kadına yönelik şiddet, kadınların gerek ev içinde gerek kamusal alanda karşılaştıkları fiziksel, psikolojik, ekonomik ve cinsel şiddetin tüm çeşitlerini kapsar. Kadınlar, bu tür şiddet karşısında birçok hukuki korumaya sahiptir. Kadına karşı şiddet suçu ve cezası, Türkiye’de hem Türk Ceza Kanunu hem de 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun çerçevesinde düzenlenmiştir.

Bu yasal düzenlemeler, şiddet mağduru kadınlara koruma sağlayarak, şiddetin her türlüsüyle etkili mücadele edilmesini hedefler. Kadına yönelik şiddet, sadece fiziksel zarar değil, aynı zamanda psikolojik ve ekonomik boyutlarıyla da ciddi sonuçlar doğurur. Bu nedenle, mağdurların haklarını bilmeleri ve yasal yollara başvurmaları hayati önem taşır.

Kadına Şiddet Nedir ve Nasıl Tanımlanır?

Kadına şiddet, kadının üzerinde fiziksel, psikolojik, ekonomik ya da cinsel zarar oluşturan her türlü davranış biçimidir. Şiddet, tehdit, zorla bir şey yaptırmak, hakaret etmek veya kadını belirli bir yere kapatma gibi farklı şekillerde ortaya çıkabilir. Kadının bu tür şiddet karşısında farkındalık geliştirmesi ve hukuki süreçlere başvurması önemlidir.

Şiddetin fark edilmesi her zaman kolay olmayabilir, özellikle psikolojik ve ekonomik şiddet daha gizli olabilir. Ancak şiddet, sadece fiziksel saldırılarla sınırlı değildir. Kadının sözlü olarak tehdit edilmesi veya ekonomik baskı altında tutulması da şiddet olarak kabul edilir. Bu tür durumlarda, kadının yasal haklarını bilmesi ve koruma talep etmesi gereklidir.

Kadına Yönelik Şiddet ve Yasal Düzenlemeler

Ev İçi Şiddet ve Kadının Yasal Hakları

Ev içi şiddet, kadına yönelik şiddetin özel bir biçimidir ve genellikle aile bireylerinden, eşten veya partnerden gelen şiddeti kapsar. Ev içi şiddet, fiziksel, psikolojik ve ekonomik şiddeti içerebilir ve bu şiddetin büyük bir kısmı ev ortamında gizli kalabilir. Kadın, bu şiddete karşı korunmak için yasal yollara başvurabilir.

Türkiye’de 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun, şiddet mağduru kadınlara kapsamlı koruma sağlar. Bu kanun, kadınların şiddet gördükleri durumlarda koruma tedbirleri talep etmelerine ve şiddet uygulayan kişinin belirli yaptırımlarla karşı karşıya kalmasına olanak tanır. Ev içi şiddet durumunda, kadının şiddet uygulayan kişiden uzaklaştırılması ve kadına güvenli bir ortam sağlanması temel hedefler arasındadır.

Kadına Yönelik Şiddet Karşısında Hukuki Başvuru Yolları

Kadına yönelik şiddet karşısında başvurulabilecek çeşitli hukuki yollar mevcuttur. Türkiye’de bu konuda başvurulabilecek en temel yasa 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun‘dur. Bu yasa, şiddet mağduru kadınlara kapsamlı bir koruma sağlar ve şiddet uygulayan kişilere yönelik uzaklaştırma kararı, iletişim yasağı ve maddi destek gibi tedbirlerin alınmasına olanak tanır.

Ayrıca, kadının uğradığı şiddet Türk Ceza Kanunu kapsamında da değerlendirilir. Kadına yönelik şiddet, Türk Ceza Kanunu’na göre nitelikli bir suç olarak kabul edilir ve şiddet uygulayan kişiler ağır cezalarla karşı karşıya kalabilir. Kadının yaralanması, tehdit edilmesi veya cinsel saldırıya uğraması durumunda cezai yaptırımlar uygulanır. Kadınlar, yaşadıkları şiddet karşısında savcılıklara başvurarak hukuki süreç başlatabilirler.

Psikolojik Şiddet ve Kadının Koruma Hakları

Psikolojik şiddet, kadının ruhsal sağlığına zarar veren, aşağılayıcı, tehdit edici veya kontrol edici davranışları kapsar. Psikolojik şiddet, genellikle fiziksel şiddetten önce gelir ve uzun vadede kadının ruh sağlığı üzerinde ciddi etkiler bırakabilir. Hakaret, tehdit, aşağılama gibi davranışlar psikolojik şiddet kapsamında değerlendirilir ve bu tür davranışlar da hukuki anlamda şiddet olarak kabul edilir.

Kadınlar, psikolojik şiddet karşısında da 6284 sayılı Kanun kapsamında koruma talep edebilirler. Bu süreçte psikolojik şiddet mağdurları, Aile Mahkemesi’ne başvurarak koruma talebinde bulunabilirler. Ayrıca, psikolojik şiddet uygulayan kişilere yönelik uzaklaştırma kararları alınabilir. Psikolojik şiddetle mücadele etmek için kadının ruhsal sağlığını koruyacak önlemler de alınabilir. Kadının bu süreçte avukat yardımı alması, hukuki sürecin doğru yürütülmesi açısından önemlidir.

Hakaret Suçu (TCK md.125)

Hakaret suçu, bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığını zedelemeye yönelik bir eylem veya söylemde bulunmayı kapsar. Türk Ceza Kanunu’nun 125. maddesi uyarınca, bir kişiye somut bir fiil isnat etmek veya sövmek suretiyle hakaret eden kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis ya da adli para cezası ile cezalandırılır. Eğer hakaret, mağdurun gıyabında en az üç kişiyle birlikte işlenmişse, yine aynı cezalara hükmolunur.

Hakaret suçu, sadece yüz yüze değil, telefon, e-posta, SMS, sosyal medya gibi yazılı veya görüntülü iletişim yollarıyla da işlenebilir. Bu durumda da fail, aynı şekilde cezalandırılacaktır. Hakaret suçunun basit hali için mağdurun altı ay içinde şikayette bulunması gerekmektedir. Süre dolduğunda, şikayet hakkı ortadan kalkar ve yargı süreci başlatılamaz.

Tehdit Suçu (TCK md.106)

Tehdit suçu, bir kimsenin ya da yakınının hayatına, vücut bütünlüğüne veya cinsel dokunulmazlığına yönelik saldırı gerçekleştirme tehdidi ile işlenir. Türk Ceza Kanunu’nun 106. maddesi uyarınca bu suçu işleyen kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezasına çarptırılır. Eğer tehdit, bir kadına karşı işlenmişse, cezanın alt sınırı dokuz aydan az olamaz.

Tehdit suçunun daha ağır hali, silahla, imzasız mektupla, tanınmayacak şekilde veya bir suç örgütü vasıtasıyla işlendiğinde uygulanır. Bu durumlarda ceza iki yıldan beş yıla kadar hapis olarak artırılır. Ayrıca tehdit suçu işlenirken kasten yaralama, malvarlığına zarar verme gibi başka suçlar da işlenirse, fail bu suçlardan da ayrıca cezalandırılır.

Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma Suçu (TCK md.109)

Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu, bir kimsenin bir yere gitmesini engellemek ya da bir yerde kalmaya zorlamak amacıyla işlenir. Türk Ceza Kanunu’nun 109. maddesi gereğince, bu suçu işleyen kişi bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Eğer suç tehdit, cebir veya hile kullanılarak işlenmişse, ceza iki yıldan yedi yıla kadar artırılır.

Bu suç, silahla, birden fazla kişi tarafından ya da kamu görevlisine karşı işlendiğinde daha ağır cezalarla karşılaşılır. Ayrıca, mağdurun çocuk, yaşlı ya da kendini savunamayacak durumda olması gibi durumlar söz konusuysa, ceza bir kat daha artırılır. Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunda ekonomik kayıp da oluşmuşsa, faile adli para cezası da verilebilir.

Konut Dokunulmazlığının İhlali Suçu (TCK md.116)

Konut dokunulmazlığının ihlali suçu, bir kişinin izni olmadan konutuna girmek veya rızasıyla girilen bir yerden çıkmamak suretiyle işlenir. Türk Ceza Kanunu’nun 116. maddesi gereğince, bu suçu işleyen kişi altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Eğer suç, işyeri veya konut eklentilerine karşı işlenmişse, ceza altı ay ile bir yıl arasında değişir.

Bu suç, cebir, tehdit veya gece vakti işlenmişse, ceza bir yıldan üç yıla kadar artırılır. Evlilik birliğinde ise, ortak kullanılan konutlarda bir kişinin rızası varsa, bu suç sayılmaz. Ancak bu rıza meşru bir amaca hizmet etmelidir.

Kadına yönelik şiddet ve bu kapsamda işlenen suçlar, farklı şekillerde cezalandırılmakta ve her bir olayın kendine has özelliklerine göre cezalar değişiklik göstermektedir. Hakaret, tehdit, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve konut dokunulmazlığının ihlali gibi suçlar, özellikle kadına yönelik işlendiğinde daha ağır cezalara tabi tutulur. Bu tür suçlarda, mağdurların haklarını bilmesi ve uzman bir ceza hukuku avukatından yardım alması son derece önemlidir.

Fiziksel Şiddet Karşısında Kadınların Yasal Hakları

Fiziksel şiddet, bir kişiye vücut bütünlüğüne zarar vermek amacıyla yapılan her türlü saldırı, tehdit ve güç kullanımını içerir. Bu şiddet türü, doğrudan temas yoluyla olabileceği gibi, bir araç, eşya veya hayvan kullanılarak da gerçekleştirilebilir. Ayrıca ürkütücü vücut dili, yüksek ses tonu, sert jest ve mimikler de fiziksel şiddet olarak değerlendirilir. Fiziksel şiddet, en sık karşılaşılan şiddet türlerinden biridir ve kadının sağlığını ciddi şekilde tehdit eder.

Fiziksel şiddetin bazı örnekleri arasında tokat atmak, yumruk atmak, itip kakmak, boğaz sıkmak, sert bir cisim fırlatmak ve bir yere kapatma gibi eylemler yer alır. Şiddet, sadece fiziksel zarar vermekle sınırlı değildir; sağlık hizmetlerinden faydalanmayı engellemek, intihara zorlamak ve tehlikeli ortamlarda bırakmak da fiziksel şiddetin bir türüdür. Kadınlar bu tür durumlarla karşılaştıklarında yasal haklarını kullanarak koruma talep edebilirler.

Medeni Kanun ve 6284 Sayılı Kanun’un Tanıdığı Haklar

Fiziksel şiddetle karşılaşan kadınlar, 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun çerçevesinde koruma talep edebilirler. Bu kanun kapsamında, şiddet uygulayan kişiye yönelik çeşitli önleyici tedbirler alınabilir. Bu tedbirler arasında şiddet gösteren kişinin evden uzaklaştırılması, mağdurun evine, iş yerine ya da okuluna yaklaşmasının yasaklanması gibi önlemler yer alır.

Kadınlar, bu önleyici tedbirlerin uygulanabilmesi için Aile Mahkemesi’ne dilekçe ile başvurabilirler. Şiddet uygulayan kişinin silahını teslim etmesi gibi ek önlemler de alınabilir. Eğer kişi bu tedbirlere uymazsa, hapis cezası ile karşı karşıya kalabilir. Ayrıca acil durumlarda en yakın polis ya da jandarma karakoluna başvurarak koruma talebinde bulunmak da mümkündür.

Ceza Kanunu Bakımından Kadına Yönelik Fiziksel Şiddet

Kadına yönelik fiziksel şiddet, Türk Ceza Kanunu kapsamında cezai yaptırımlarla karşılık bulur. Fiziksel şiddet, Türk Ceza Kanunu’nda belirli suçlarla düzenlenmiştir ve her biri için farklı cezalar öngörülmektedir. Kadına yönelik şiddet vakalarında en sağlıklı yaklaşım, en yakın polis veya jandarma karakoluna başvurmak ya da Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulunmaktır.

Fiziksel şiddetin neden olduğu suçlar arasında kasten yaralama, kasten öldürme, eziyet ve işkence gibi eylemler yer alır. Bu tür suçlar hakkında Cumhuriyet Savcılığı’na şikayette bulunulabilir. Kasten yaralama suçu, mağdurun fiziksel sağlığını bozan her türlü saldırıyı kapsar ve bu tür bir şiddetle karşılaşıldığında, mağdurun altı ay içinde şikayette bulunması gerekmektedir.

Kasten Öldürme Suçu (TCK md.81, 82)

Kasten öldürme suçu, bir insanın bilerek ve isteyerek yaşamını sonlandırmak amacıyla işlenen suçtur. Türk Ceza Kanunu’nun 81. maddesi uyarınca, kasten öldürme suçunu işleyen kişi müebbet hapis cezası ile cezalandırılır. Eğer bu suç, tasarlayarak, canavarca hislerle veya eziyet çektirerek işlenmişse, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası uygulanır.

Kasten öldürme suçu, kadına karşı işlendiğinde ceza daha da ağırlaştırılır. Aynı şekilde, çocuklara, savunmasız kişilere, üstsoya veya altsoya karşı işlenen kasten öldürme suçu da daha ağır cezalarla sonuçlanır. Bu durumlarda failin cezai sorumluluğu artırılır ve suçu işleyen kişi ağır cezalarla karşı karşıya kalır.

Kasten Yaralama Suçu (TCK md.86)

Kasten yaralama suçu, bir kişinin vücut bütünlüğüne kasıtlı olarak zarar vermeyi ifade eder. Türk Ceza Kanunu’nun 86. maddesi uyarınca, kasten yaralama suçu işleyen kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Eğer yaralama hafif bir müdahaleyle giderilebilecek düzeydeyse, ceza dört aydan bir yıla kadar hapis veya adli para cezası olarak uygulanır.

Kadına karşı işlenen kasten yaralama suçlarında, cezanın alt sınırı altı aydan az olamaz. Şiddetin niteliğine bağlı olarak, eğer şiddet silahla, üstsoya veya savunmasız bir kişiye karşı işlenmişse, ceza yarı oranında artırılır. Kadına yönelik şiddet vakalarında ise bu ceza bir kat artırılabilir.

Eziyet Suçu (TCK md.96)

Eziyet suçu, bir kişiye fiziksel veya psikolojik olarak dayanılmaz acılar çektiren eylemleri kapsar. Türk Ceza Kanunu’nun 96. maddesi uyarınca, eziyet suçu işleyen kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Eğer suç kadına karşı işlenmişse, cezanın alt sınırı iki yıl altı aydan az olamaz.

Bu suçun çocuklara, savunmasız kişilere veya gebe kadınlara karşı işlenmesi halinde ise ceza üç yıldan sekiz yıla kadar artırılır. Kadına yönelik şiddet içeren eylemler arasında en ağır suçlardan biri olan eziyet, mağdurun hem fiziksel hem de psikolojik sağlığına ciddi zararlar verir.

Cinsel Şiddet Karşısında Kadınların Yasal Hakları

Cinsel şiddet, bir kadının rızası dışında cinsel eylemlere maruz kalması anlamına gelir. Cinsel şiddet, yalnızca fiziksel saldırılarla sınırlı değildir; cinsel içerikli şakalar, istenmeyen teklifler, teşhircilik ve pornografik içeriklerle taciz de bu şiddet türüne girer. Kadınlar, cinsel şiddete karşı koruma talep etmek için çeşitli yasal haklara sahiptirler.

Kadına yönelik cinsel şiddet, Türk Ceza Kanunu kapsamında ağır cezai yaptırımlarla karşılanır. Tecavüz, sözle taciz, fiziksel yollarla cinsel taciz ve benzeri eylemler, ağırlaştırılmış hapis cezalarına tabi tutulur. Cinsel şiddete uğrayan kadınlar, doğrudan Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulunarak faillerin cezalandırılmasını talep edebilirler.

Medeni Kanun ve 6284 Sayılı Kanun’un Tanıdığı Haklar

Cinsel şiddete maruz kalan kadınlar, diğer şiddet türlerinde olduğu gibi, 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun kapsamında koruma talep edebilirler. Bu kanun çerçevesinde Aile Mahkemesi’ne başvurarak cinsel şiddet uygulayan kişinin şiddete son vermesi için çeşitli tedbirler alınabilir. Örneğin, cinsel şiddet uygulayan kişinin evden uzaklaştırılması, mağdurun evine, iş yerine veya okuluna yaklaşmaması, telefon veya diğer iletişim araçlarıyla mağduru rahatsız etmemesi gibi önleyici tedbir kararları alınabilir.

Bunun dışında kadınlar, valilik, kaymakamlık veya Şiddet Önleme ve İzleme Merkezlerine (ŞÖNİM) başvurarak hukuki, psikolojik ve sosyal danışmanlık hizmetlerinden yararlanabilirler. Ayrıca, geçici ekonomik yardım ve çocuklar için geçici kreş hizmeti de talep edilebilir. Kadınların zorla evlendirilmesi veya erken yaşta evliliklere zorlanması da cinsel şiddet kapsamında değerlendirilen durumlardır ve bu gibi olaylar Türk Ceza Kanunu’na göre suçtur.

Ceza Kanunu Bakımından Kadına Yönelik Cinsel Şiddet

Cinsel şiddet, kadının rızası dışında maruz kaldığı her türlü cinsel eylemi kapsar ve Türk Ceza Kanunu kapsamında suç teşkil eder. Bu tür bir şiddetle karşılaşan kadınlar, en yakın polis karakoluna, jandarma merkezine veya Cumhuriyet Savcılığı’na başvurarak şikâyette bulunabilirler. Cinsel şiddet, sözlü tacizden fiziksel saldırılara kadar geniş bir yelpazede değerlendirilebilir ve her biri farklı cezai yaptırımlarla karşılanır.

Kadına yönelik cinsel şiddet suçları arasında cinsel taciz, cinsel saldırı, cinsel istismar ve reşit olmayanla cinsel ilişki gibi suçlar yer alır. Bu suçlar için mağdurların savcılıklara başvurarak hukuki süreç başlatmaları ve faillerin cezalandırılmasını talep etmeleri mümkündür.

Cinsel Taciz Suçu (TCK md.105)

Türk Ceza Kanunu’nun 105. maddesi uyarınca, bir kişiyi cinsel amaçla rahatsız eden ve taciz eden kişi hakkında, mağdurun şikayeti üzerine üç aydan iki yıla kadar hapis veya adli para cezası verilir. Eğer taciz fiili çocuğa karşı işlenmişse, ceza altı aydan üç yıla kadar hapis cezası olarak artırılır.

Cinsel Saldırı Suçu (TCK md.102)

Türk Ceza Kanunu’nun 102. maddesi, cinsel saldırıyı, bir kişinin vücut dokunulmazlığını ihlal eden her türlü cinsel davranış olarak tanımlar. Cinsel saldırı suçu işleyen kişi, mağdurun şikayeti üzerine beş yıldan on yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Eğer saldırı sarkıntılık düzeyinde kalmışsa, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir.

Cinsel İstismar Suçu (TCK md.103)

Türk Ceza Kanunu’nun 103. maddesi gereğince, çocuğu cinsel yönden istismar eden kişi, sekiz yıldan on beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Cinsel istismarın sarkıntılık düzeyinde kalması durumunda ise üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası öngörülmüştür.

Reşit Olmayanla Cinsel İlişki Suçu (TCK md.104)

Türk Ceza Kanunu’nun 104. maddesi gereğince, cebir, tehdit ve hile olmaksızın, 15 yaşını doldurmuş bir çocukla cinsel ilişkiye giren kişi, şikayet üzerine iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Reşit olmayan kişilerle cinsel ilişki suçu, rıza olsa dahi şikayet durumunda cezalandırılır.

Zorla Genital Muayene Suçu (TCK md.287)

Genital muayene, yalnızca yetkili hâkim ya da savcı kararı ile yapılabilir. Türk Ceza Kanunu’nun 287. maddesi gereğince, yetkisiz olarak kişiyi genital muayeneye zorlayan ya da muayene eden kişiler hakkında üç aydan bir yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.

Ekonomik Şiddet Karşısında Kadınların Yasal Hakları

Ekonomik şiddet, kadının ekonomik özgürlüğüne zarar vermeyi ve mali kaynaklar üzerinde kontrol sağlamayı amaçlayan sistematik bir şiddet türüdür. Kadının maddi kaynaklardan mahrum bırakılması, çalışmasına engel olunması ya da kazancına el konulması gibi eylemler ekonomik şiddet olarak kabul edilir. Kadınlar bu tür şiddet karşısında Türk Medeni Kanunu ve 6284 sayılı Kanun kapsamında koruma talep edebilirler.

Kadınlar, ekonomik şiddete karşı Aile Mahkemesi’ne başvurarak eşin mali sorumluluklarını yerine getirmemesine karşı önleyici tedbirler talep edebilirler. Ayrıca nafaka talebinde bulunma ve geçici maddi destek taleplerinde de bulunabilirler. Ekonomik şiddete maruz kalan kadınlar, Valilik, Kaymakamlık veya ŞÖNİM/KOZA merkezlerine başvurarak sosyal ve mesleki destek de alabilirler.

Kadına yönelik şiddet, bir kadının fiziksel, psikolojik, ekonomik veya cinsel olarak zarar görmesine veya acı çekmesine neden olan her türlü davranışı ifade eder. Bu şiddet türü, toplumun her kesiminde görülebilir ve mağdurların hem fiziksel hem de ruhsal sağlığını olumsuz etkiler. Kadına yönelik şiddetle ilgili olarak yapılan hukuki başvurular, mağdurun haklarının korunması ve adaletin sağlanması açısından büyük önem taşır. Bu süreçte, bir ceza avukatı, mağdurun yasal haklarını savunarak gerekli hukuki işlemleri yürütür ve adil bir yargılama sürecinin sağlanmasına katkıda bulunur.

Kadına yönelik şiddet davaları, genellikle mağdurun ifade vermesi, tanık beyanları ve delillerin toplanması gibi aşamaları içerir. Bu davaların karmaşıklığı ve hassas doğası gereği, bir ceza avukatının rehberliği, mağdurun hak kaybı yaşamadan haklarını savunması için kritik bir rol oynar. Ceza avukatı, mağdurun korunması ve şiddet uygulayan kişilerin cezalandırılması için gerekli yasal adımları atarak, mağdurun adaletin sağlanması sürecinde yanında yer alır. Böylece, mağdurun şiddetten uzak, güvenli bir yaşam sürmesi için hukuki desteğin sağlanması mümkün hale gelir.

Ceza Kanunu Bakımından Kadına Yönelik Ekonomik Şiddet

Miras payından mahrum bırakılma, hakaret ya da tehditle baskı kurulması gibi durumlar da ekonomik şiddet kapsamında değerlendirilebilir. Bu gibi durumlar Türk Ceza Kanunu‘na göre cezai sonuçlar doğurur ve mağdurlar, Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulunarak bu duruma karşı hukuki yollara başvurabilirler. Şikayet süresi, şikayete tabi suçlar için altı ay olarak belirlenmiştir ve bu süreyi aşmadan başvuru yapılmalıdır.

Başa dön tuşu
İletişim